Lise
gerçekten bir insanın çocuk girip birey olarak çıktığı zaman makinesinin ta
kendisi. ben bu dönemde çok şanslı olduğumu düşünüyorum. gerek dost gerek
öğretmen gerek arkadaş konusunda yüzüm hep güldü. ama öyle güldürenler de oldu
ki taaa içimden bir yerlerden kopup gelen ışıkla yüzlerini ıslattığım... ben
Efsûnkâr namı diğer dört harfli E... :) Efsûnkâr ben henüz lise ikinci
sınıftayken doğdu. dünyaya gözlerini açtığında yalnızca kollarımda bir kağıt ve
bir kalemleydi. sonra sonra onu mutluluklarımla, yazma aşkımla besledim,
gördüklerim ve duyduklarımla giydirdim, okuduklarımla taktım takıştırdım ve
hüzünlerimin gözyaşlarıyla bıcı bıcı yaptırıp hayata hazırladım. birlikte o
yazı senin bu yazı benim diye koşuşturup durduk. yeri geldi ödül törenlerine
katıldım onun. o anlarda büyüttüğüm bu şeyin gururunu kanatlarımda taşıdım hep.
ve sonunda o benim en kıymetlim ve en değerlim oldu zamanla... ve onun
doğumundan 3 yıl sonra, onun doğduğu zamana ve topraklara -okuluma- selam
olsun... İyi ki var ve iyi ki
"Eyyup" hocam bu konuda bana en büyük cesareti vermiş... o
olmasa bu işe kalkışmam olası bile değildi çünkü.
her seferinde isim vermekten kaçınırdım aslında ama sanırım bu kez,
mezun olmamın da verdiği duygusallıkla her birine huzurunuzda içimden geçenleri
paylaşmak istiyorum. (bu işi her birine mesaj olarak da atabilirdim belki ama o
zaman bu bütünlüğün sihrini bozmuş olurdum.)
Şimdi başucumda duran dürüstlük şurubumdan iki yudumcuk alıp, sevgi
kurabiyelerinden iki ısırık tadıp başlıyorum...
1-
Kendisi benim bir numaralı editörüm olup, menajerim... en önemlisi de
tanıdığım "kova" burcunun en kovası :) o saf ve tertemiz yüreğiyle
bir an olsun kızamadığım, en enerjik, en c... manyağı (o bilir :) ) dostum...
her sabah sınıfa girer girmez üzerime oynayan, beni kızdırmak için ön sıradan
arkaya o muazzam kulaklarıyla, sıra arkadaşımla aramızı bozup bozup eğlenen :D,
"kız kavgası yapsanıza hadi nolur "diye üsteleyen ama her seferinde
de güldüren, koca kafasından tahtayı her ne kadar göremesem de üstüne bir de
beni kovan :), "seni çok özledim"deyişimde "ben de kendimi çok
özledim"diye cevap verip beni çıkmaza sokan, ama bunların yanında sevgisinden
asla bir an olsun şüphe etmediğim -onun tabiriyle- 'yegane' dostum ŞÜHEDA! İyi
ki hayatımın tam ortasındasın. seni ve senin seni sevişini dahi çok seviyorum.
unutma vs. demeye gerek duymuyorum çünkü senin kendini unutturacağını hiç
sanmıyorum. :) hayat sana senin gibi masumluklar getirsin!...
2- vee benim biricik sıra arkadaşım,
dostum,omzuyla uykulu günlerimin baş yastığı,yaşlı gözlerimin sığınağı...
"aşkitoşkom ". her ne kadar sabahları daha afyonum patlamamışken
sırada oturmuş test çözerken görsem de, en pes ettiğim anlarda "offf ya
bugn 350 soru çözmüşüm aralıksız elim ağrıyor yazı yazamıyorum "diyerek
beni yine de gaza getirememiş olsa bile kafama kısa devre yaptırsa da, sırayı
her temizleyişime ve önemli şeyleri her seferinde unutup silişime kızsa da, ela
gözleriyle bana umut verdiği için ona çok şey borçluyum. eline baka baka bana
da bir şeyler öğretmiştir resmen. bir tanem benim. BEGÜM seni de çok
seviyorumm...:) ileride uğur böcüklü evine geldiğimde de oturduğum koltuğu
eşyalarınla paylaşabilirim, tıpkı sıramızda olduğu gibi... :) hayat sana senin
gibi azim, uğur böceğin kadar uğur getirsin!
3- o ki, sorularıyla dertleşen, her seferinde ne yaptığını ya da kimle
konuştuğunu merak ettiğim ve öğrenince şok olduğum kişi...dışarıdan hiçbir şeyi
belli etmemeye çalışan ama gözlerine baktığımda içinde ne kadar düğüm varsa
çözüm çözüm çözdüğüm, gülümseyişin bir insana bu denli yakışabileceğinin tek
göstergesi... benim biricik arkadaşım EMİNE! Seni de çok seviyorum.:) hayat
sana gülümseyişlerin kadar parlaklıklar sunsun!
4- dile
kolay tam dört yıl neredeyse her sabah
gördüğüm sevimli surat. :) Benim nacizane Sofi'mdir o. sıramdan kovuluşumda her
seferinde bekar evi gibi sırasını kullandığım, kışın köşe başı peteklerinden
ısındığım, perdeleriyle uyku köşemin ev sahibi -sıra sahibi-... arkada
dedikodunun dibine vurmuşken muhabbetlerine daldığım, uykunun en güzel
hallerini kendisinde gördüğüm -hele de ders biyolojiyse-,engine karşı sürekli
koruma gereksinimi duyup her seferinde koruyamadığım,not sapığım, kahkahalarına
en içten cevap verdiğim bir taneciğim, AYŞEGÜL!
Seni çokkkk seviyorum. :) hayat sana o
dansların kadar eğlenceler getirsin!
5- biri
acıktım mı dedi? :) dünyanın en açı,en çok yiyeni ama buna karşın en kilo
almayanı... eyeliner'ların sultanıdır o. en çok ayşegülle fincan kapatıp fal
bakışlarınızı, dizi dedikodularınızı, servisçilere yemek yaptırışınızı -bize
faydası olmasa da- :) özleyeceğim. her satın aldığım şeyden sonra mutlaka
yediğim o kazığı bana hatırlatıp dalga geçen,sakarlıklarıma ve ters tiklerime
kahkahalar atıp sırf bu yüzden tik atarken beni izleyen NİHAN! :) seni deee çok
seviyorum. Hayat sana güzelliğin kadar güzel sürprizler versin!
6- benim yol arkadaşım, sabahları 28 in çekilesi insanı...
gecelere kadar telefon ekranında ders çalıştığım, sınav stresslerini son gün
dorukta yaşadığımız sabahlarda açılan otobüs kapısının izin verdiği ölçüde ders
çalıştığım,4 sene neredeyse her sabah 28de ayakta yolculuk yapan, en koyu
"çArşı" lı, en Cedric saçlı :), en iyi dost...AHMET CAN! iyi ki
varsın. hayat seni çArşı kadar Feda diyebileceğin insanlarla tanıştırsın!
7- benim kuyruklu meleğim, en iyi voleyballcu,
en sportmen öğrenci,en şirin, en büyük gözlü arkadaşım benim. yine 28
vasıtasıyla tanıştığım ve sonrasında en yakınım olan biriciğim. sana söyleyecek
kelimelerim kifayetsiz HANDE! Seni çok ama çok seviyorum desem yeter mi:) ?
Hayat sana vurduğun smachlar kadar orjinallikler sunsun!
8- biri var buralarda çikolataya aşık! bir
bonibon ki allerjimden yiyemediğim, yorgunluktan sürekli bembeyaz dolaşan, bu
haliyle ha bayıldı ha bayılacak diye korktuğumuz, dersaneden sonra koca bir
apaçi kafilesinin içinden sıyrılıp eve kadar geldiğim yoldaşım, dersanede
sürekli birilerine sinirlenip sinirlenip (!) ona döküüldüğüm ve hiç bıkmadan
beni dinleyenim, biriciğim benim ŞEYDA!. Seni Çok Çok seviyorum. hayat sana
çikolata tadında huzurlar versin!
9-
biri yine bir atar yapıyor dediler, kesin ASGÇ'dur o dedim. :) stressin en
maximumunu yaşayan ama yaşayanlara da çaktırmayıp onları düşünen, öyleyken
böyle olan ve böyle daha şirin olan, önüne gelene atar yapıp boşa kendini
sinirlendiren ve bununla bizi kahkahalara boğan, bir sayaç gibi tıkır tıkır
zamanı sayan, martıları en çok seven :), sürekli yanımdaymışçasına kendimi
korumada hissettiğim :), bir kısrak kadar hırslı ve nihayetinde gelecekte aile
dişçim olup benden fena para kıracak olan İNCİ! seni çoook seviyorum bunu
unutma şizofrenim. :) hayat sana ASGÇ sine yakışır nitelikte sürprizler
hazırlasın!
10- dünyanın en büyük gülüşüne sahip, replikleri
artık ün kazanmış ve taklitleriyle yakında Çin'i bile buraya çekecek olan,
triplerin en tatlısının sahibi, tombik parmaklı... ufff snn be slk..s.s dan
sonra şöhreti kendi "salakkk"ıyla yakalayan bir assolist o.
kütüphanenin daimi müşterisi, kameraların hangi köşeleri çekip çekmediğini
bilecek kadar ajan Smith, birlikte yurtta uykunun dibine vurduğumuz ve tabi
hiçbir şarkıyı ezbere söyleyemeyen NİSA! "Asssskııım" seni çok
seviyorummm. Hayat sana o benzersiz kahkahan gibi eşsiz güzelliklerle gelsin!
11- bir prenses gördüm sanki, evet evet
gördüm... :) şarkı söylerken ruhunu melodilerle kulağımıza üfleyen o şirin
sesiyle, o en masum güzelliği ve bakışıyla çocukları kıskandıran, sevgisinden
bir an şüphe etmediğim, sarılıp kucaklaması bile bir farklı şeker kokan, pamuk
şekerim, tatlılık abidem TUĞBA! seni senin o pamuk yanakların kadar çok
seviyorum. hayat sana melodilerin en güzelini taşısın!
12- leoparın sultanı, başarının temsili ve nihayetinde bayan olmanın
gerçekten hakkını fazlasıyla veren arkadaşım benim. sbs dönemi birlikte stress
yaptığımız ve yine kaderin farklı bir stresste bizi buluşturduğu elmalı turtam.
;) derslerdeki ani çıkışlarıyla yüreğimi ağzıma getiren ama bununla da dünyanın
belki de en şirin insanı olmayı başarabilen kokoş, tatlı, şirin aşk çikolatası
NURDAMLA! seni çok seviyorum. hayat sana leopar kadar asil yaşamlar sunsun!
13- karakterimin belki de en zıt örneği ama en
güzel dostluklarımın yegane parçası. dersanede belki de en çok gördüğüm,
sürekli iddaalarını kaybettiğim, kova burcunun 2.en kovası, ıce tea mango'nun
prensi,sınav haftalarında brownici... en mutsuz anımda bile gülebildiğim,en
çaktırmadığımı sandığım anda bile üzüntümü çakan :), baş psikoloğu olduğum,
beni sürekli kızdıran(!) ama bir türlü küsemediğim,kurduğum onca edebi sözü
anlamayarak ziyan eden,2dk gözümü ayırır ayırmaz kendi fotoğraflarını çekmeye
başlayıp övgüler yağdıran:),en minik gözü,en düşüncelisi :),özlemini çektiğim
erkek kardeş, watsappımın olmazsa olmazı benim biricik dostum ONUR CAN! seni de
en az kırmızıyı sevdiğin kadar çok seviyorum. -her ne kadar bununla bana kesin
şantaj yapacak olsan da :)- hayat sana o gülümserken kısılan gözlerin kadar
mutlu anlar taşısın!
14- dünyanın en güzel koşuşuna sahip ve en
büyük sarılışının sahibi, saçlarına hayran kaldığım, kalbi de gülümseyişi ve
ses tonu kadar masum olan, her baktığımda içimde çocukluktan kalma bir şeyleri
yeniden uyandırabilen tek güce sahip bir tane BURÇİN! seni çok çok çok
seviyorum. hayat sana küpelerin kadar bol şanslar versin!
15- yeri geldiğinde herkese psikologluk
yaptığım ama dikemediğim o kendi söküğümü en orjinal iğnelerle diken insan...
beni her çöktüğüm anda yeniden ayağa kaldırmak için çabalayan, ateş böceği
misali şarkılar mırıldanan, o güzel sesiyle serenad yapan,edebi hayatımın eşsiz
misafiri olup bu konuda en zevk aldığım muhabbetleri birlikte yaptığım benim
canım İLKNUR! seni çoook seviyorum bunu asla unutma! hayat sana okuduğun o
şiirler kadar uyaklı mısralar taşısın!
16- matematiğin belki de pisagordan sonraki en
azından lise çapında tek ismi :))... dersanedeki sıra arkadaşım ama ben
düşerken de izleyip kahkaha atan sıra arkadaşım :D... nisadan sonra
repliklerine bittiğimiz, şu sıralar ortalardan kaybolorak özlettirme çabalarına
giren, caddeye düşmeyip maddeye de düşmeyen akanzi boy
SİBEL :)) seni seviyorummm. hayat sana senin onun takmadığın gibi hiç
bir hüzün takmasın!
17-
dersanede en eskim, en renkli,en serseri ve karnına vurmaktan en zevk aldığım
aşkım benim... :) koridorda sürekli bir vukuat içinde yakaladığım, teneffüste
hep kaçarken bastığım, benden gizli çevirdiği her haltı o bilmese de bildiğim,
ama hepsinin yanında da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim MERVE! Seni hiç tahmin
edemeyeceğin kadar çok seviyorum! hayat sana o kuyruk takımın kadar uzun
mutluluklar versin!
18- kedi gözlü, en sessiz sakin, ortalıktan
bir anda kaybolup yine ilk gelişi gibi hop diye bir anda ortaya çıkan, yaşayıp
yaşamadığını ancak geldiğinde anladığımız güzeller güzeli NESLİHAN! Seni de çok
seviyorum.. :):) Hayat sana kayboluşların kadar ani güzellikler sunsun!
şimdii, ben bu yazıyı yazdım evet! çünkü her biri şu sıralar benim de
içinde bulunduğum zorlu bir süreç içerisindeki son günleri yaşıyor. ve her
birini o kadar iyi tanıyorum ki hepsindeki değişimi birebir görmüş olduğumdan
bir nebze de olsa yüzlerinin gülmesini arzuladım. çünkü şunu bilmelerini
istiyorum ki bedenlerimizi doyuralım derken eğer ruhumuzu aç bırakıyorsak biz
çoktan kaybetmişiz demektir. önemli olan nereye varacağımız değil bence. önemli
olan ne yapacağımız. bir çöpçü de olsak bir doktor da, mühim olan onu olduktan
sonra işinin en iyisi olabilmek. ve insan olmayı başarabilmek.
açıkçası biraz da şunu ispatlamaya çalıştım. ben de aynı durumdayım
hatta belki de daha fazla fakat hala görebiliyorum ki 10 sene önce yaptığım işin
aynısını bugün de yapabiliyorum.yazmak gibi...kısacası her ne şekilde ortam ya
da insanlar değişirse değişsin mutlulukların geldiği kapılar değişse bile
tatları hiç bozulmuyor. ve eğer bizler bu hayatı böyle yaşamak durumundaysak
olanakları da kullanmak gerekir. demem o ki ben bu duygularımı bugün bu şekilde
yazdıysam bu 15-20 sene sonrasında da aynı olacak... işte belki de bunu
ispatlamak adına açık bir paylaşımda bulunuyorum. VE BENDENİZ EFSUNKAR -SAZ
ARKADAŞI E...- SİZİ ÇOK AMA ÇO...K SEVİYORUMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM....
DİPNOT:e peki şimdi beni kim motive edip sevecek? :)
EFSÛNKÂR

Helal olsun sana helal olsun! :)
YanıtlaSil