Altın kalem kağıda döklünce, kağıt kalemden daha değerlenir.

14 Haziran 2013 Cuma

SİZİ HİÇ SANMADIĞINIZ KADAR ÇOK SEVİYORUM


    Lise gerçekten bir insanın çocuk girip birey olarak çıktığı zaman makinesinin ta kendisi. ben bu dönemde çok şanslı olduğumu düşünüyorum. gerek dost gerek öğretmen gerek arkadaş konusunda yüzüm hep güldü. ama öyle güldürenler de oldu ki taaa içimden bir yerlerden kopup gelen ışıkla yüzlerini ıslattığım... ben Efsûnkâr namı diğer dört harfli E... :) Efsûnkâr ben henüz lise ikinci sınıftayken doğdu. dünyaya gözlerini açtığında yalnızca kollarımda bir kağıt ve bir kalemleydi. sonra sonra onu mutluluklarımla, yazma aşkımla besledim, gördüklerim ve duyduklarımla giydirdim, okuduklarımla taktım takıştırdım ve hüzünlerimin gözyaşlarıyla bıcı bıcı yaptırıp hayata hazırladım. birlikte o yazı senin bu yazı benim diye koşuşturup durduk. yeri geldi ödül törenlerine katıldım onun. o anlarda büyüttüğüm bu şeyin gururunu kanatlarımda taşıdım hep. ve sonunda o benim en kıymetlim ve en değerlim oldu zamanla... ve onun doğumundan 3 yıl sonra, onun doğduğu zamana ve topraklara -okuluma- selam olsun... İyi ki var ve iyi ki  "Eyyup" hocam bu konuda bana en büyük cesareti vermiş... o olmasa bu işe kalkışmam olası bile değildi çünkü.
       her seferinde isim vermekten kaçınırdım aslında ama sanırım bu kez, mezun olmamın da verdiği duygusallıkla her birine huzurunuzda içimden geçenleri paylaşmak istiyorum. (bu işi her birine mesaj olarak da atabilirdim belki ama o zaman bu bütünlüğün sihrini bozmuş olurdum.)
      Şimdi başucumda duran dürüstlük şurubumdan iki yudumcuk alıp, sevgi kurabiyelerinden iki ısırık tadıp başlıyorum...
 
       1-      Kendisi benim bir numaralı editörüm olup, menajerim... en önemlisi de tanıdığım "kova" burcunun en kovası :) o saf ve tertemiz yüreğiyle bir an olsun kızamadığım, en enerjik, en c... manyağı (o bilir :) ) dostum... her sabah sınıfa girer girmez üzerime oynayan, beni kızdırmak için ön sıradan arkaya o muazzam kulaklarıyla, sıra arkadaşımla aramızı bozup bozup eğlenen :D, "kız kavgası yapsanıza hadi nolur "diye üsteleyen ama her seferinde de güldüren, koca kafasından tahtayı her ne kadar göremesem de üstüne bir de beni kovan :), "seni çok özledim"deyişimde "ben de kendimi çok özledim"diye cevap verip beni çıkmaza sokan, ama bunların yanında sevgisinden asla bir an olsun şüphe etmediğim -onun tabiriyle- 'yegane' dostum ŞÜHEDA! İyi ki hayatımın tam ortasındasın. seni ve senin seni sevişini dahi çok seviyorum. unutma vs. demeye gerek duymuyorum çünkü senin kendini unutturacağını hiç sanmıyorum. :) hayat sana senin gibi masumluklar getirsin!...
  
     2-     vee benim biricik sıra arkadaşım, dostum,omzuyla uykulu günlerimin baş yastığı,yaşlı gözlerimin sığınağı... "aşkitoşkom ". her ne kadar sabahları daha afyonum patlamamışken sırada oturmuş test çözerken görsem de, en pes ettiğim anlarda "offf ya bugn 350 soru çözmüşüm aralıksız elim ağrıyor yazı yazamıyorum "diyerek beni yine de gaza getirememiş olsa bile kafama kısa devre yaptırsa da, sırayı her temizleyişime ve önemli şeyleri her seferinde unutup silişime kızsa da, ela gözleriyle bana umut verdiği için ona çok şey borçluyum. eline baka baka bana da bir şeyler öğretmiştir resmen. bir tanem benim. BEGÜM seni de çok seviyorumm...:) ileride uğur böcüklü evine geldiğimde de oturduğum koltuğu eşyalarınla paylaşabilirim, tıpkı sıramızda olduğu gibi... :) hayat sana senin gibi azim, uğur böceğin kadar uğur getirsin!
      
        3-    o ki, sorularıyla dertleşen, her seferinde ne yaptığını ya da kimle konuştuğunu merak ettiğim ve öğrenince şok olduğum kişi...dışarıdan hiçbir şeyi belli etmemeye çalışan ama gözlerine baktığımda içinde ne kadar düğüm varsa çözüm çözüm çözdüğüm, gülümseyişin bir insana bu denli yakışabileceğinin tek göstergesi... benim biricik arkadaşım EMİNE! Seni de çok seviyorum.:) hayat sana gülümseyişlerin kadar parlaklıklar sunsun!



4-     dile kolay  tam dört yıl neredeyse her sabah gördüğüm sevimli surat. :) Benim nacizane Sofi'mdir o. sıramdan kovuluşumda her seferinde bekar evi gibi sırasını kullandığım, kışın köşe başı peteklerinden ısındığım, perdeleriyle uyku köşemin ev sahibi -sıra sahibi-... arkada dedikodunun dibine vurmuşken muhabbetlerine daldığım, uykunun en güzel hallerini kendisinde gördüğüm -hele de ders biyolojiyse-,engine karşı sürekli koruma gereksinimi duyup her seferinde koruyamadığım,not sapığım, kahkahalarına en içten cevap verdiğim bir taneciğim, AYŞEGÜL!
Seni çokkkk seviyorum. :) hayat sana o dansların kadar eğlenceler getirsin!

5-    biri acıktım mı dedi? :) dünyanın en açı,en çok yiyeni ama buna karşın en kilo almayanı... eyeliner'ların sultanıdır o. en çok ayşegülle fincan kapatıp fal bakışlarınızı, dizi dedikodularınızı, servisçilere yemek yaptırışınızı -bize faydası olmasa da- :) özleyeceğim. her satın aldığım şeyden sonra mutlaka yediğim o kazığı bana hatırlatıp dalga geçen,sakarlıklarıma ve ters tiklerime kahkahalar atıp sırf bu yüzden tik atarken beni izleyen NİHAN! :) seni deee çok seviyorum. Hayat sana güzelliğin kadar güzel sürprizler versin!

6-    benim yol arkadaşım, sabahları 28 in çekilesi insanı... gecelere kadar telefon ekranında ders çalıştığım, sınav stresslerini son gün dorukta yaşadığımız sabahlarda açılan otobüs kapısının izin verdiği ölçüde ders çalıştığım,4 sene neredeyse her sabah 28de ayakta yolculuk yapan, en koyu "çArşı" lı, en Cedric saçlı :), en iyi dost...AHMET CAN! iyi ki varsın. hayat seni çArşı kadar Feda diyebileceğin insanlarla tanıştırsın!

7-     benim kuyruklu meleğim, en iyi voleyballcu, en sportmen öğrenci,en şirin, en büyük gözlü arkadaşım benim. yine 28 vasıtasıyla tanıştığım ve sonrasında en yakınım olan biriciğim. sana söyleyecek kelimelerim kifayetsiz HANDE! Seni çok ama çok seviyorum desem yeter mi:) ? Hayat sana vurduğun smachlar kadar orjinallikler sunsun!

8-     biri var buralarda çikolataya aşık! bir bonibon ki allerjimden yiyemediğim, yorgunluktan sürekli bembeyaz dolaşan, bu haliyle ha bayıldı ha bayılacak diye korktuğumuz, dersaneden sonra koca bir apaçi kafilesinin içinden sıyrılıp eve kadar geldiğim yoldaşım, dersanede sürekli birilerine sinirlenip sinirlenip (!) ona döküüldüğüm ve hiç bıkmadan beni dinleyenim, biriciğim benim ŞEYDA!. Seni Çok Çok seviyorum. hayat sana çikolata tadında huzurlar versin!

   9-      biri yine bir atar yapıyor dediler, kesin ASGÇ'dur o dedim. :) stressin en maximumunu yaşayan ama yaşayanlara da çaktırmayıp onları düşünen, öyleyken böyle olan ve böyle daha şirin olan, önüne gelene atar yapıp boşa kendini sinirlendiren ve bununla bizi kahkahalara boğan, bir sayaç gibi tıkır tıkır zamanı sayan, martıları en çok seven :), sürekli yanımdaymışçasına kendimi korumada hissettiğim :), bir kısrak kadar hırslı ve nihayetinde gelecekte aile dişçim olup benden fena para kıracak olan İNCİ! seni çoook seviyorum bunu unutma şizofrenim. :) hayat sana ASGÇ sine yakışır nitelikte sürprizler hazırlasın!

   10-      dünyanın en büyük gülüşüne sahip, replikleri artık ün kazanmış ve taklitleriyle yakında Çin'i bile buraya çekecek olan, triplerin en tatlısının sahibi, tombik parmaklı... ufff snn be slk..s.s dan sonra şöhreti kendi "salakkk"ıyla yakalayan bir assolist o. kütüphanenin daimi müşterisi, kameraların hangi köşeleri çekip çekmediğini bilecek kadar ajan Smith, birlikte yurtta uykunun dibine vurduğumuz ve tabi hiçbir şarkıyı ezbere söyleyemeyen NİSA! "Asssskııım" seni çok seviyorummm. Hayat sana o benzersiz kahkahan gibi eşsiz güzelliklerle gelsin!

11-     bir prenses gördüm sanki, evet evet gördüm... :) şarkı söylerken ruhunu melodilerle kulağımıza üfleyen o şirin sesiyle, o en masum güzelliği ve bakışıyla çocukları kıskandıran, sevgisinden bir an şüphe etmediğim, sarılıp kucaklaması bile bir farklı şeker kokan, pamuk şekerim, tatlılık abidem TUĞBA! seni senin o pamuk yanakların kadar çok seviyorum. hayat sana melodilerin en güzelini taşısın!

12-     leoparın sultanı, başarının  temsili ve nihayetinde bayan olmanın gerçekten hakkını fazlasıyla veren arkadaşım benim. sbs dönemi birlikte stress yaptığımız ve yine kaderin farklı bir stresste bizi buluşturduğu elmalı turtam. ;) derslerdeki ani çıkışlarıyla yüreğimi ağzıma getiren ama bununla da dünyanın belki de en şirin insanı olmayı başarabilen kokoş, tatlı, şirin aşk çikolatası NURDAMLA! seni çok seviyorum. hayat sana leopar kadar asil yaşamlar sunsun!

13-     karakterimin belki de en zıt örneği ama en güzel dostluklarımın yegane parçası. dersanede belki de en çok gördüğüm, sürekli iddaalarını kaybettiğim, kova burcunun 2.en kovası, ıce tea mango'nun prensi,sınav haftalarında brownici... en mutsuz anımda bile gülebildiğim,en çaktırmadığımı sandığım anda bile üzüntümü çakan :), baş psikoloğu olduğum, beni sürekli kızdıran(!) ama bir türlü küsemediğim,kurduğum onca edebi sözü anlamayarak ziyan eden,2dk gözümü ayırır ayırmaz kendi fotoğraflarını çekmeye başlayıp övgüler yağdıran:),en minik gözü,en düşüncelisi :),özlemini çektiğim erkek kardeş, watsappımın olmazsa olmazı benim biricik dostum ONUR CAN! seni de en az kırmızıyı sevdiğin kadar çok seviyorum. -her ne kadar bununla bana kesin şantaj yapacak olsan da :)- hayat sana o gülümserken kısılan gözlerin kadar mutlu anlar taşısın!

14-     dünyanın en güzel koşuşuna sahip ve en büyük sarılışının sahibi, saçlarına hayran kaldığım, kalbi de gülümseyişi ve ses tonu kadar masum olan, her baktığımda içimde çocukluktan kalma bir şeyleri yeniden uyandırabilen tek güce sahip bir tane BURÇİN! seni çok çok çok seviyorum. hayat sana küpelerin kadar bol şanslar versin!

15-       yeri geldiğinde herkese psikologluk yaptığım ama dikemediğim o kendi söküğümü en orjinal iğnelerle diken insan... beni her çöktüğüm anda yeniden ayağa kaldırmak için çabalayan, ateş böceği misali şarkılar mırıldanan, o güzel sesiyle serenad yapan,edebi hayatımın eşsiz misafiri olup bu konuda en zevk aldığım muhabbetleri birlikte yaptığım benim canım İLKNUR! seni çoook seviyorum bunu asla unutma! hayat sana okuduğun o şiirler kadar uyaklı mısralar taşısın!

16-       matematiğin belki de pisagordan sonraki en azından lise çapında tek ismi :))... dersanedeki sıra arkadaşım ama ben düşerken de izleyip kahkaha atan sıra arkadaşım :D... nisadan sonra repliklerine bittiğimiz, şu sıralar ortalardan kaybolorak özlettirme çabalarına giren, caddeye düşmeyip maddeye de düşmeyen akanzi  boy  SİBEL :)) seni seviyorummm. hayat sana senin onun takmadığın gibi hiç bir hüzün takmasın!

 17-      dersanede en eskim, en renkli,en serseri ve karnına vurmaktan en zevk aldığım aşkım benim... :) koridorda sürekli bir vukuat içinde yakaladığım, teneffüste hep kaçarken bastığım, benden gizli çevirdiği her haltı o bilmese de bildiğim, ama hepsinin yanında da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim MERVE! Seni hiç tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum! hayat sana o kuyruk takımın kadar uzun mutluluklar versin!

18-      kedi gözlü, en sessiz sakin, ortalıktan bir anda kaybolup yine ilk gelişi gibi hop diye bir anda ortaya çıkan, yaşayıp yaşamadığını ancak geldiğinde anladığımız güzeller güzeli NESLİHAN! Seni de çok seviyorum.. :):) Hayat sana kayboluşların kadar ani güzellikler sunsun!

   şimdii, ben bu yazıyı yazdım evet! çünkü her biri şu sıralar benim de içinde bulunduğum zorlu bir süreç içerisindeki son günleri yaşıyor. ve her birini o kadar iyi tanıyorum ki hepsindeki değişimi birebir görmüş olduğumdan bir nebze de olsa yüzlerinin gülmesini arzuladım. çünkü şunu bilmelerini istiyorum ki bedenlerimizi doyuralım derken eğer ruhumuzu aç bırakıyorsak biz çoktan kaybetmişiz demektir. önemli olan nereye varacağımız değil bence. önemli olan ne yapacağımız. bir çöpçü de olsak bir doktor da, mühim olan onu olduktan sonra işinin en iyisi olabilmek. ve insan olmayı başarabilmek.
   açıkçası biraz da şunu ispatlamaya çalıştım. ben de aynı durumdayım hatta belki de daha fazla fakat hala görebiliyorum ki 10 sene önce yaptığım işin aynısını bugün de yapabiliyorum.yazmak gibi...kısacası her ne şekilde ortam ya da insanlar değişirse değişsin mutlulukların geldiği kapılar değişse bile tatları hiç bozulmuyor. ve eğer bizler bu hayatı böyle yaşamak durumundaysak olanakları da kullanmak gerekir. demem o ki ben bu duygularımı bugün bu şekilde yazdıysam bu 15-20 sene sonrasında da aynı olacak... işte belki de bunu ispatlamak adına açık bir paylaşımda bulunuyorum. VE BENDENİZ EFSUNKAR -SAZ ARKADAŞI E...- SİZİ ÇOK AMA ÇO...K SEVİYORUMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM....

               DİPNOT:e peki şimdi beni kim motive edip sevecek? :)
                                                                                                                          EFSÛNKÂR

1 yorum: