Uzun bir suredir yazmadigimin farkindayim ama bu esnada biriktirdigim
seyler de cok oldu. insanlarin hirslari ugruna neleri feda edebiliceklerine
sahit oldum birebir. o cok cok deger verdikleri dostluklarini nasil da bir
kalemde yok edebildiklerini, bir zamanlar uyunmasi icin uzattiklari omuzlari
nasil da yukselttiklerini ve belki de cok daha onemlisi bir dogru parcasinin
dahi donemeyecegi derece kadar donebildiklerini gordum. dogru ile insan
arasinda bu kadar adi bir fark olabilecegini kestirememistim dogrusu. elimizle
sekil verdigimiz seyler gun geliyor bariz bir sekilde bizden daha dogru, daha
serefli cikabiliyormus. sonucta adinin insan olmasinin hicbir seyi etkilemedigi
bu dunyada adinin cember veyahult baska bir sey olmasi da seklin serefinden
odun vermiyormus ``yuvarlak,daire`` kelimelerinin bizim anladigimiz manada
olmamasi gibi! (bu kisim sanirim biraz anlayana tarzda oldu) bu cumleleri
sarfetmemdeki asil kisi ben olmadim belki ama nasil ki biri bana elinin
yanisini anlatirken ayni aciyi duyuyorsam, gordugumde de hani o hep bahsettigim reenkarne benin cektigi
tarzda bir aci oldugunu billiyorum. bu yuzden de bunu yasamakta olan o nadide
arkadasimin gozyaslarina biraz olsun el surebilme cesareti gosterebiliyorum.
Dostluk kavrami bana sorulursa asla ama asla dusmanliga donusemeyecek
bir olgudur ve bunu kirletenler de
gozumde kutsal bir tapinaga zarar vermis kadar gunahkarlardir. kalp de sonucta
sufilerin bahsettigi gibi bir tapinaksa her nasilsa bu durumda kalbin duvarina
pisleyen ... seklinde de degisiverir atasozumuz. kendi cehennem ateslerini
kendi kalplarinde coktan yakmis olup yandiklarinin farkinda olmayanlar,
belki de zebani taifesi olduklarindan
aci cekmiyorlardir. madem oyleye boyle biz de kendi kalplerimizde cennet meyvelerini yetistirmeye devam ederiz
,kapimizda sevgi bekcileriyle... (yine
tarz disi bir yazi olsa gerek, lakin bir yazar olumcul bir hastaliga
yakalanmistir ve yazmamaktansa kurallarindan odun vererek nobet gecirmemek icin
kurallari disina cikabilir, degil mi? ve yine affiniza siginiyorum su karakter
problemim nedeniyle turkcenin bozulusuna...gece gece elimde olmayan ufak bir
sorun bu az sonra sarji bitiverecek olan tabletimden kaynaklanan... bu yazilik
affediverin...)
Ben kendi adima huzurluyum, cunku hayatimin en azindan ilk evrelerinde
dostumu dusmanimi tanima firsatim oldu.
aslinda dusman oldukca yanlis bir kelime secimi benim icin. cunku hayat
saatimde akan kumlarin bir tanesi bile eger bir insan icin alt hazneye dusmusse
o kisi benim asla dusmanim olamaz en azindan benim nezdimde. her ne kadar bunun
ne demek oldugunu bilemeyecek insan sayisi fazla olsa da. (su an sunu farkettim
de bu yazi o cok elestirdigim postmodern edebiyat seklini almaya basladi bir
ozelestiri olup sayesinde kendime ders
cikardim, neymis o ``buyuk lokma ye
buyuk laf etme!`` benim icin buyuk lokma kismi her ne kadar havada kalacak olsa
da )
Simdi bunca bunalim arasinda mavilikler, pembelikler, caf cafli sarilar da gormedim mi, elbette gordum.
dunyanin en tatli, en seker, en 18 ama 6 yasindaki cocuk, en asi, en atarli
ergen, en menajerimsi, en mukemmelleri (bu sifati sanirim okursa eger 2 kisi
daha iyi anlayacak) , en hokkabaz haylabaz, en gulec, en rahat, her gun optugum
en pamuk yanakli, en ergen tweetli, en sofi, en not sapigi, en patronu, en
kokosu, en suslu, en kivircigi, en cikolatasi, en didişen çifti, en bitteri, en bonibonu olan hayat
isiltilarim da oldu. ve hepsi okuduklarinda hangi ``en`` im olduklarini o kadar
iyi biliyorlar ki bu yuzden isim verme geregi duymuyorum. hepsine biraz erken
yorulmus olan kalbimi isildatip renklendirdikleri icin minnettarim. bir gun o atmaktan vazgecerse
eger isiltilari hep parildasin ruhumda. ve eger bir gun vazgecerse hissetmekten
mutluluklari hep gidiklasin kalbimi. ve yine eger bir gun vazgecerse vucudum
kalkmaktan kalplerinin tozlu raflarinda bir Efsunkar kalsin!...
EFSÛNKÂR

Yeni yazınızı yayınlar mısınız artık?!
YanıtlaSilkelime gücünüz kadar kalbiniz de büyüktür bence :)
YanıtlaSil