Altın kalem kağıda döklünce, kağıt kalemden daha değerlenir.

19 Nisan 2013 Cuma

333-PEYNİİİR


        

         Uzun bir suredir yazmadigimin farkindayim ama bu esnada biriktirdigim seyler de cok oldu. insanlarin hirslari ugruna neleri feda edebiliceklerine sahit oldum birebir. o cok cok deger verdikleri dostluklarini nasil da bir kalemde yok edebildiklerini, bir zamanlar uyunmasi icin uzattiklari omuzlari nasil da yukselttiklerini ve belki de cok daha onemlisi bir dogru parcasinin dahi donemeyecegi derece kadar donebildiklerini gordum. dogru ile insan arasinda bu kadar adi bir fark olabilecegini kestirememistim dogrusu. elimizle sekil verdigimiz seyler gun geliyor bariz bir sekilde bizden daha dogru, daha serefli cikabiliyormus. sonucta adinin insan olmasinin hicbir seyi etkilemedigi bu dunyada adinin cember veyahult baska bir sey olmasi da seklin serefinden odun vermiyormus ``yuvarlak,daire`` kelimelerinin bizim anladigimiz manada olmamasi gibi! (bu kisim sanirim biraz anlayana tarzda oldu) bu cumleleri sarfetmemdeki asil kisi ben olmadim belki ama nasil ki biri bana elinin yanisini anlatirken ayni aciyi duyuyorsam, gordugumde de hani o  hep bahsettigim reenkarne benin cektigi tarzda bir aci oldugunu billiyorum. bu yuzden de bunu yasamakta olan o nadide arkadasimin gozyaslarina biraz olsun el surebilme cesareti gosterebiliyorum.
    
       Dostluk kavrami bana sorulursa asla ama asla dusmanliga donusemeyecek bir olgudur ve bunu  kirletenler de gozumde kutsal bir tapinaga zarar vermis kadar gunahkarlardir. kalp de sonucta sufilerin bahsettigi gibi bir tapinaksa her nasilsa bu durumda kalbin duvarina pisleyen ... seklinde de degisiverir atasozumuz. kendi cehennem ateslerini kendi kalplarinde coktan yakmis olup yandiklarinin farkinda olmayanlar, belki  de zebani taifesi olduklarindan aci cekmiyorlardir. madem oyleye boyle biz de kendi kalplerimizde cennet   meyvelerini yetistirmeye devam ederiz ,kapimizda sevgi bekcileriyle...   (yine tarz disi bir yazi olsa gerek, lakin bir yazar olumcul bir hastaliga yakalanmistir ve yazmamaktansa kurallarindan odun vererek nobet gecirmemek icin kurallari disina cikabilir, degil mi? ve yine affiniza siginiyorum su karakter problemim nedeniyle turkcenin bozulusuna...gece gece elimde olmayan ufak bir sorun bu az sonra sarji bitiverecek olan tabletimden kaynaklanan... bu yazilik affediverin...)
        
      Ben kendi adima huzurluyum, cunku hayatimin en azindan ilk evrelerinde dostumu dusmanimi  tanima firsatim oldu. aslinda dusman oldukca yanlis bir kelime secimi benim icin. cunku hayat saatimde akan kumlarin bir tanesi bile eger bir insan icin alt hazneye dusmusse o kisi benim asla dusmanim olamaz en azindan benim nezdimde. her ne kadar bunun ne demek oldugunu bilemeyecek insan sayisi fazla olsa da. (su an sunu farkettim de bu yazi o cok elestirdigim postmodern edebiyat seklini almaya basladi bir ozelestiri  olup sayesinde kendime ders cikardim, neymis  o ``buyuk lokma ye buyuk laf etme!`` benim icin buyuk lokma kismi her ne kadar havada kalacak olsa da ) 
     
      Simdi bunca bunalim arasinda mavilikler, pembelikler, caf cafli  sarilar da gormedim mi, elbette gordum. dunyanin en tatli, en seker, en 18 ama 6 yasindaki cocuk, en asi, en atarli ergen, en menajerimsi, en mukemmelleri (bu sifati sanirim okursa eger 2 kisi daha iyi anlayacak) , en hokkabaz haylabaz, en gulec, en rahat, her gun optugum en pamuk yanakli, en ergen tweetli, en sofi, en not sapigi, en patronu, en kokosu, en suslu, en kivircigi, en cikolatasi, en didişen çifti, en bitteri, en bonibonu olan hayat isiltilarim da oldu. ve hepsi okuduklarinda hangi ``en`` im olduklarini o kadar iyi biliyorlar ki bu yuzden isim verme geregi duymuyorum. hepsine biraz erken yorulmus olan kalbimi isildatip renklendirdikleri icin  minnettarim. bir gun o atmaktan vazgecerse eger isiltilari hep parildasin ruhumda. ve eger bir gun vazgecerse hissetmekten mutluluklari hep gidiklasin kalbimi. ve yine eger bir gun vazgecerse vucudum kalkmaktan kalplerinin tozlu raflarinda bir Efsunkar kalsin!...

                                                                                                                       EFSÛNKÂR

2 yorum:

  1. Yeni yazınızı yayınlar mısınız artık?!

    YanıtlaSil
  2. kelime gücünüz kadar kalbiniz de büyüktür bence :)

    YanıtlaSil